Buradasınız

NÂFİZ UNCU EFENDİ HAZRETLERİ



NÂFİZ

UNCU EFENDİ HAZRETLERİ




Üsküdâr'da Nâfiz Hoca, şâbâniyyü-l

melâmî,


Settâr idi ahvâline, ve cezbesiyle

nâmî1.



Şeyh Nasûhî Dergâhı'nın bu pek

kâmil bendesi,


Bir alemdi Üsküdâr'a, avâmın da

handesi2.



Hâzırûna lâtifesi bahşederdi

inşirâh;


Sohbetiyle, gönüllerde, oluşurdu

bir ferâh.



Meftûnuydu muhibbânı onun

halâvetinin;


Emsâlini bulmak zordu Kur'ân

tilâvetinin.



Görününce sesi ona nefsinin bir

hiylesi,


Tövbe, hem de niyâz etti: Hakk da

kıstı bu sesi.



İlmen muhtâc olduğundan onun gibi

hâmîye,


Vaazları sürüklerdi ehl-i dili,

câmiye.



Âşinâydı muhibbânı kerâmetine

onun,


Sır olmakdan çıkmış idi artık ona

kâf-u nun3.



Derlerdi ki: "Ona mahsûs

haslettir şerh-i Fusûs";


Setrederdi bu mubârek fakat bunu,

bâhusus.



Özbekler'e müdâvimdi. Seyrederdi

âlemi;


İdrâkinde hep zindeydi

"Zülcelâl'in Kalemi"4.



Sîretini sûretiyle örten azîz bir

erdi.


"Ma'rifet"i hazmedenin kalır mı ki

hiç derdi?



Göçtü gitti; ve neş'eyle kavuştu

Âgâh'ına5;


Sırladılar naaşını Özbekler

Dergâhı'na.



Nûrânîler zümresinin sırlısı bu

merd-i Hakk


Ölü değil, ilelebed Hayy'dır

Zât'ta muhakkak.








[1]Nâmî: Namlı, ünlü,

meşhur.

[2]Hande: Gülme, eğlenme,

istihzâ.

[3]Kaf-u nûn: "Kün" (Ol!)

emri.

[4]Zülcelâlin Kalem:

Kader.

[5]Âgâh: Bilgili (Alîm), haberli

(Habîr), uyanık (Hayy)


Tasarım & Geliştirme | kerataif