Buradasınız
TÜRK FİZİKÇİLERİNE, TAEK, TÜBİTAK, TÜBA, VE YÖK YETKİLİLERİNE AÇIK MEKTUP
TÜRK FİZİKÇİLERİNE, TAEK, TÜBİTAK, TÜBA, VE
YÖK YETKİLİLERİNE AÇIK MEKTUP
"Türkiye'nin
Avrupa Nükleer Araştırma Kurumu'na (CERN'e) aslî üye olması" meselesi
1961 yılındanberi 44 yıldır sürüncemede
kalmış ve halledilememiş bir konudur. Bunun sebebleri: 1) konunun hükûmetler
tarafından sâhiplenilmemesi, ve 2) konuyu sâhiplenen teknokratların da: ya A)
resmî raporlarına i'tibâr edilmemesi, ya
da 2) bunların bürokratik ömürlerinin çok kısa oluşudur.
Kurulduğunda
12, 1985 yılında 14 ve 2005 yılında da 20 aslî üyesi olan CERN'e aslî üye olmak Türkiye için hem
ilmî ve hem de teknolojik bir zarûrettir. Bu zarûretin idrâki zinde
tutulmalı ve yetkililer ile ilgililer tarafından mutlakā bugünkü hükûmete takdîm
ve izah edilmelidir.
Aşağıda
Türkiye'nin 44 yıldır CERN mâcerâmızda aslî üyeliğinin gerçekleşebilmesi için
atılmış olan en kapsamlı ve en ciddî adım ile bu konuda TAEK'in almış olduğu ama akāmete uğramış,
uğratılmış olan kararları ve teşebbüsleri hakkında bilgiler bulacaksınız. Bunların
yorumunu fehâmet ve idrâklerinize bırakıyorum.
Bu
yoldaki müsbet adımlarınızın başına bundan öncekilerinkine benzer musîbetlerin
gelmemesi temennisiyle bilgilerinizi saygılarımla ricâ eder, başarılar
dilerim.
(3
Nisan 2005)
Prof.Dr. Ahmed Yüksel
ÖZEMRE
TAEK
Eski Başkanı
* *
*
I.
TÜRKİYE'NİN
AVRUPA NÜKLEER ARAŞTIR
MA KURUMU'NA(CERN'E) ASLî ÜYE OLABİLMESİNİ İNCELEMEK ÜZERETEŞKİL EDİLMİŞ OLAN HEYET'İN
27
Kasım 1985 TÂRİHLİ RAPORU
I.
HEYETİN TEŞKİLİNDEN ÖNCEKİ DURUM
Avrupa
Nükleer Araştırma Kurumu (ANAK =
CERN) 1 Temmuz 1953'de 12 Avrupa ülkesinin imzaladığı bir konvansiyonla teşekkül
etmiştir. Hâlen 14 ülke bu kurumun üyesi bulunmaktadır. Türkiye ile Polonya ve
Yugoslavya ise hâlen gözlemci statüsüne sâhiptirler.
Yaklaşık
24 senedenberi Türkiye'nin gözlemci üye statüsünden aslî üye statüsüne geçmesi
Türkiye'de üniversitelerimizde, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda (TAEK'de) ve
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nda (TÜBİTAK'da) tartışılagelmiştir.
Bu konudaki yazışmalar ve şahıslardan alınmış olan raporlar [yalnızca TAEK'de] iki büyük klâsörü
doldurmaktadır. Bu raporların ayrıntılı bir tetkikāta dayanmadığı, şahsî düşünce
ve temâyülleri aksettiren ve teklif ettikleri sonuç bakımından biribirlerini
nakzeden raporlar olduğu müşâhede edilmektedir.
Buna
karşılık Türkiye'de, ANAK'ın öncelikli konuları olan Nükleer Fizik ve Yüksek
Enerji Fiziği konularında, yavaş yavaş etkin bir insan potansiyeli oluşmuş ve
bunların takrîben % 60'ını teşkil eden 40 kişilik bölümüne TÜBİTAK tarafından
"Yüksek Enerji Fiziği Desteklenen ünitesi" ve daha sonra da "Temel Etkileşmeler
Araştırma ünitesi" adı altında bir statü kazandırılmıştır. Bu ünite mensupları
son beş yılda 130 kadar orijinal çalışma yapmışlardır.
ANAK
ile olan ilişkilerin târihî olarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda
yürütülegelmiş olduğunu tesbit ve müşâhede eden TAEK Başkanı ANAK'ın
faaliyet-lerinini yürütüldüğü Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (Centre Européen
de Recherche Nucléaire =
CERN) ile olması iktizâ eden ilişkilerimizin nasıl geliştirilebileceğini ve bu
merkezin imkânlarından nasıl istifâde edilebileceğimizi araştırmağa başlamıştır.
Bu meyânda Dışişleri Bakanlığı'mızdan TAEK'e yazılan gizli bir yazıda ANAK'a
aslî ya da gözlemci üye olmamalarına rağmen Hindistan, Pâkistan ve
Finlandiya'nın özellikle teknoloji transferi bakımından büyük faydalar
sağladıklarının istihbâr edildiğine temâs edilerek TAEK'in CERN'den
yararlanılmasını temin edecek imkânları araştırmak üzere ilmî bir heyet teşkil
edilmesi ve bu heyetin CERN'e giderek yerinde incelemeler yapıp ilgililerle
temâs etmesi tavsiye edilmiştir.
TAEK
Başkanı'nın "Nükleer Silâhların Yayılmasını önleme Andlaşmasının üçüncü Gözden
Geçirme Konferansı"nda Türkiye'yi temsil eden heyet üyesi olarak Ağustos-Eylûl
1985'de Cenevre'de bulunduğu sırada, Cenevre Birleşmiş Milletler nezdindeki Türk
Delegasyonu Başkanı sayın Büyükelçi ERCÜMEND YAVUZALP'ın takdîr ve emriyle
CERN'in Genel Direktörü Prof.Dr. HERWİG SCHOPPER'den TAEK Başkanı için bir
randevu alınmıştır.
TAEK
Başkanı CERN Genel Direktörü ile bu görüşmesinde Türkiye'nin ANAK'daki gözlemci
statüsünden aslî üyeliğe geçmesinin sağlayacağı faydaları yerinde tesbit
maksadıyla 18-28 Kasım 1985 arasında bir Türk Heyeti'nin CERN'i ziyâret etmek
istediğini bildirmiş ve Genel Direktör de böyle bir ziyâreti memnunlukla
karşıladığını, söz konusu târihlerin ise uygun olduğunu ifâde
etmiştir.
Genel
Direktör, ayrıca, Türkiye'nin ANAK'a aslî üye olması hâlinde son olarak aslî
üyeliğe kabûl edilmiş olan Portekiz'e uygulanmış olduğu gibi 10 senelik geçiş
süresinin Türkiye'ye de tanınabileceğini; bu zaman zarfında Türkiye'nin aslî
üyelik aidatını ilk yıl için sâdece % 10'unu; müteakip yıllarda ise her yıl bu
aidatın % 10'unu ilâve etmek sûretiyle tedrîcen arttırarak ödemede
bulunabileceğini, ve nihâyet 10. yıldan itibâren de her yıl tamını ödemek
durumunda olacağını; ancak her yıl, aslî üyelik aidatının tümü ile o yıl ödemiş
olduğu meblâğ arasındaki farkın Nükleer Fizik ve Yüksek Enerji Fiziği
konularında Türkiye'deki alt-yapıyı tahkîm etmeğe mâtuf yatırımlarda
kullanılmasının ANAK Konseyi tarafından taleb edilebileceğini ifâde
etmiştir.
II.
HEYETİN TEŞKİLİ
Bunun
üzerine TAEK Başkanı, Dışişleri Bakanlığı'nın mezkûr gizli yazısındaki iş'ar
doğrultusunda, kendi başkanlığında aşağıdaki zevâttan oluşan bir heyet teşkil
etmiştir:
- Prof.Dr.
ADNAN ŞAPLAKOĞLU (Deneysel Nükleer Fizik); Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
Danışmanı,
- Prof.Dr.
MUHARREM TİMUÇİN (Metalürji); Orta Doğu Teknik üniversitesi Rektör
Yardımcısı,
- Prof.Dr.
DİNÇER ÜLKÜ (Katı Hâl ve Malzeme Fiziği); TÜBİTAK Temel Bilimler Araştırma Grubu
Yürütme Komitesi Sekreteri,
- Prof.Dr.
ALPAR SEVGEN (Teorik Nükleer Fizik); Boğaziçi üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Dekanı ve Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Başkanı,
- Prof.Dr.
SADRETTİN SİNMAN (Nükleer Elektronik, Plâzma ve Kontrollü Füzyon Fiziği); ODTÜ
Mühendislik Fakültesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektronik
Anabilim Dalı Başkanı,
- Doç.Dr.
METİN ARIK (Teorik Yüksek Enerji Fiziği); Boğaziçi üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Fizik Bölümü Genel Fizik Anabilim Dalı Başkanı.
Heyetin
masrafları, TÜBİTAK'ca karşılanan Prof.Dr. Dinçer ülkü'nünkiler hâriç, TAEK
Başkanlığı'nca karşılanmış ve Heyet 17 Kasım 1985 günü Cenevre'ye
gitmiştir.
III.
HEYET'İN CENEVRE'DEKİ TEMASLARI
Heyet'imiz
Cenevre'ye muvâsalatının ertesi günü Cenevre Birleşmiş Milletler Ofisi
nezdindeki Türk Delegasyonu'nda sayın Büyükelçi Ercümend Yavuzalp ve
yardımcılarına ayrıntılı bir brifing verdi; temaslarında tâkip edeceği
stratejiyi arz etti ve bu hususta sayın Büyükelçi ve yardımcılarının iş'ar ve
tavsiyelerini önemle kaydetti.
Ertesi
gün CERN'e giden heyetimiz Genel Direktör'ün özel Kalem Müdürü GUY HENTSCH
tarafından karşılandı ve Genel Direktör tarafından kabûl edildi. Heyet
Başkanı'nın heyet mensuplarını Genel Direktöre takdîminden sonra Genel Direktör
CERN'in gāyesi ve projeleri hakkında heyetimize 1,5 saat süren bir brifing
verdi. Brifingi Heyet Başkanı'nın ziyâretlerinin maksadını bir kere daha dile
getiren konuşması tâkip etti ve biâhare Heyet'imiz, Genel Direktör tarafından
şereflerine verilen ziyâfete dâvet edildi.
Yemeğe
BM nezdindeki Türk Delegasyonundan iki yetkili ile tahkîm edilen Heyet'imiz ile
CERN'den Genel Direktör ve özel Kalem Müdürü'nden başka CERN'in Araştırma
Direktörlerinden Prof.Dr. R.KLAPİSCH, CERN Teknik Direktörü Prof.Dr. G. BRİANTİ
ve Muhasebe Müdürü M. LAŽANSKİ de katıldılar. Yemek samimî bir hava içinde
cereyân etti; sonunda Genel Direktör'ün yaptığı nâzik konuşmaya verdiği cevapta
Heyet Başkanı, Türkiye'nin ANAK ve dolayısıyla CERN ile olan ilişkilerini tahkîm
edip genişletmeğe ve müsmir bir işbirliğini gerçekleştirmeğe azimli olduğunu
vurguladı; Genel Direktörü yakın bir gelecekte Türkiye'de görmekten duyacağı
memnûniyeti dile getirdi ve kendisine Türkiye'den bir hâtıra takdîm
etti.
CERN'in
defterinin imzâlanmasından sonra Heyet'imiz Guy Hentsch, R. Kla-pisch, M.
Lažanski, Genel Direktör İdârî İşler Yardımcısı W.O. LOCK ve Hukūkî İşler Büro
Şefi JEAN-MARİE DUFOUR ile birlikte yaklaşık 3 saat süren bir toplantı
yaptı.
Bu
toplantıda Jean-Marie Dufour gözlemci statüsünün CERN'in çalışmalarını yakından
tâkip etmek ve yayınlanan dokümanlara sâhip olmaktan başka hiçbir maddî veyâ
mânevî avantajı olmadığını; hattâ bu statünün 1.7.1953 târihli Paris
Konvansiyonu'nda da, bu konvansiyonun bilâhare tâdil edilmiş hallerinde de
zikredilmemiş; yalnızca ANAK Konseyi'nin iç tüzüğünde ifâdesini bulmuş olan
siyâsî nitelikli bir statü olduğunu ifâde etti.
1968'de
ANAK aslî üyeliğinden kendi isteğiyle çekilip 1983'de de gene teşkilâta aslî üye
olan İspanya ve bu sene aslî üyeliğe müracaat edip kabûl edilen Portekiz'in
durumları hakkında da geniş bilgi veren Jean-Marie Dufour bilâhare bu iki
ülkenin aslî üyeliğe geçişleriyle ilgili müracaat ve karar evrâkının
fotokopilerini Heyet Başkanı'na verdi.
Bu
arada M. Lažanski'nin bürosu Heyet'in Devlet İstatistik Enstitüsü'nden temin
etmiş olduğu 1983-1985 yıllarına ait gayrı sâfî millî hâsıla (GSMH)
rakkam-larına değil de OECD'nin 1981-1983 yıllarına ait neşrettiği GSMH
rakkamlarına istinâden hesap etmiş oldukları ve Türkiye'nin ANAK'ın aslî üye
olması hâlinde ANAK'ın bütçesinin kesri olarak ödemek zorunda olduğu meblâğın,
1986 için, ANAK'ın bütçesinin % 2,4 üne tekābül eden 17 milyon FS1 olacağını
bildirdi. Bu, aynı yıl için Yunanistan, Portekiz, İspanya, Avusturya, Danimarka
ve Norveç’inkinden daha yüksek çıkınca gerek Heyet'imiz gerekse BM nezdindeki
Türk Delegasyonu'ndan Heyet'imize refâkat etmiş olan yetkililer hayretlerini
gizleyememişlerdir.
CERN
yetkilileri bu meblâğı tıpkı, Portekiz'in aslî üyeliğinde olduğu gibi, 10 yıl
içinde tedricî olarak erişebilmek müsaadesinin ANAK Konseyi'nden istihsâl
edilebileceğini; ancak bir de ayrıca giriş aidatı adı altında bir meblâğ
ödenmesi gerekeceğini; bunun da belirli bir sürede yıllık taksitlerle
ödenmesinin mümkün olduğunu; Portekiz misâlinde bu meblâğın 6 yılda ödeneceğini
ve yıllık aidatın cem'an 1,28 misli olduğunu ifâde ettiler. Bununla beraber ANAK
Konseyi ile siyâsî kanaldan yapılacak temaslarda pazarlık kapısının dâima açık
olduğunu da söylediler.
Müzâkerelerin
bu safhasında CERN yetkililerinin pazarlık marjını geniş tutabilmek için işi
bililtizam yokuşa sürmekte olduğu husûsunda Heyet'imizde bir kanaat tessüs etti.
Genel Direktör özel Kalem Müdürü Guy Hentsch'in, ziyâfette, Heyet'imizden
Doç.Dr. Metin Arık'a Türkiye'nin ANAK'a aslî üyelik için resmen baş vurması
hâlinde politik bâzı zorlukların çıkabileceğini imâ etmiş olması bu husustaki
kanaatimizi pekiştiren bir işâret oldu. Bir devletin ANAK'a aslî üyeliği ANAK
Konseyi'nin gizli oyu ve oybirliği ile mümkün olabildiğinden, Heyet'imiz, Guy
Hentsch'in imâ ettiği zorluğu, ANAK'a aslî üye olan Yunanistan'ın oylamada
olumsuz oy kullanmakla çıkabilecek zorluk olarak algıladı.
Ancak
müteâkip günlerde CERN yetkilileriyle olan görüşmelerimiz Genel Direktör ile
takımı arasında bâzı görüş farklılıklarının mevcûd olduğunu ve bâzı konularda bu
takımın Genel Direktör'den daha tutucu düşündüğünü ortaya koydu. Bu, sırası
geldiğinde, aşağıda zikredilecektir.
Müzâkerelerin
bu safhasında CERN yetkilileri CERN ile işbirliğinin daha ziyâde tecrübî
fizikçiler düzeyinde etkili olabileceğine, Türkiye'nin yüksek enerji fiziğinde
yetişmiş 50-60 etkin teorik fizikçisinin bulunmasının muhtemel ve mutasavver
işbirliğinin verimli olmasında yetmeyeceğini dile getirdiler. Bu meyânda Prof.
Klapisch 1986'daki Yaz Okulu'na Türkiye'den iki kişiyi kabûl edebileceklerini;
bu jestin CERN'in de Türkiye ile işbirliğine ne kadar istekli olduğuna bir delil
olarak kabul edilmesini beyân etti.
Toplantıda
muhtelif zevât Türkiye'nin kısa zamanda tecrübî fizikçi yetiştirmeğe önem
vermesi gerektiğini, CERN ile müsmir bir işbirliğinin ancak bu yönde bir
potansiyel birikimi ve Türkiye'de bu konuda bir altyapı teessüs etmesinden sonra
mümkün ve etkin olabileceğini; bu zamana kadar ise her değerli ve CERN'deki
fizik projelerine katkısı bulunabilecek Türk fizikçisine kapının açık olacağı ve
çeşitli destek ve burslar sağlanabileceğini ifâde ettiler.
Müzâkerelerin
bu safhasında toplantıya katılan CERN Genel Direktörü kısa bir bilgi aldıktan
sonra Heyet'imiz mensuplarına CERN'in kuruluşunun 25. yıldönümü dolayısıyla
çıkarılmış olan hâtıra albümünden birer adet ve Heyet Başkanı'na da CERN'in
hâtıra madalyasını takdîm etti.
Türkiye'nin
ANAK'a aslî üye olması hâlinde yıllık aidâtının CERN'in yıllık bütçesinin % 2,4
gibi yüksek bir oran olması gerektiğine şaştığını ifâde eden Genel Direktör,
ANAK Konseyi'nin özellikle Finlandiya'nın dürtüsü altında bir ara "refik üyelik"
(associate membership) statüsü ihdâsını düşünmüş olduğunu; bu gerçekleşirse
Türkiye'nin bir ara çözüm olarak bu tarz üyelik için resmî müracaatını
yap-masının daha gerçekçi olacağını ifâde etti.
Toplantının
hitâmında CERN Muhasebe Müdürü Lažanski Heyet Başkanı'na Türkiye'nin yıllık
aidat payı olan % 2,4 oranının siyâsî yoldan çok daha aşağıya çekilebileceğini
hafiyyen ifâde etti.
IV.
HEYET'İN CERN'DEKİ İNCELEMELERİ
Bu
müzâkereleri tâkip eden sabah Heyet'imize, önce, CERN'de BBC tarafından
hazırlanmış olan ve W ve Z bozonlarının keşfini konu alan uzunca bir film
gösterildi.
Bilâhare
bir mihmandarın refâkatiyle, önce:
(Super Proton Senkrotron)'un kontrol odası,
2. SPS'nin
deney alanı,
3. SPS'nin
UA1 diye isimlendirilen ve hüzmelerin çarpıştırıldığı yeraltı deney odası
ziyâret ve tetkik edildi, bilgi alındı.
öğle
yemeği Guy Hentsch ve, UA1'i ziyâretimizde Heyet'imizle çok ilgilenen, Federal
Almanya Aachen üniversitesi IIIA Fizik Enstitüsü'nden Prof.Dr. KARSTEN EG-GERT
ile birlikte yendi.
Bu
yemekte, Guy Hentsch'in çok daha samimî ve ilgili davrandığı müşahede edildi.
Prof.Dr. Karsten Eggert'in ise Heyet'imizden Prof.Dr. Adnan Şaplakoğlu ile
yapmış olduğu uzun hasbıhâl esnâsında Türkiye'nin CERN'deki projelerden en az
birine katkısı bulunması gerektiğini; bunun için de bu konuda tecrübî fizikçi
yetiştirmenin şart olduğunu ifâde ile, kendisinin hem CERN'in ve hem de AACHEN
üniversitesi'nin adam yetiştirme imkânlarından yararlanmamız için elinden geleni
yapacağını vaad etmiş olduğu öğrenildi.
Yemekten
sonra:
Elektron-Pozitron çarpıştırıcısı'nın (LEP: Large Electron-Positron
[Collider]) az kayıplı radyofrekans
kovukları,
5. LEP'in
27 km uzunluğundaki miknatıs bileşenlerinin kalitelerinin test edildiği
metroloji holü,
enerji pikini arttırmak üzere tasarlanan niyobyum kaplı üstün-ilet-ken
radyofrekans kovuklarının prototiplerinin gerçekleştirilip test edildikleri
lâboratuvar.
7. LEP'in
miknatıslarının içine yerleştirilecek olan vakumlu sistemin bileşenlerinin test
edildiği metroloji hangarı, ve
8. LEP'de
gerçekleştirilecek 4 deneyden birinde kullanılacak olan ALEPH isimli devâsâ
detektörün tasarımlandığı hangar ziyâret ve tetkik edildi, bilgi
alındı.
Ertesi
günü ise:
enerjili antiproton halkası (LEAR),
10. LEAR'deki
deneyler,
11. CERN'in
ana kompüter merkezi ve diğer 15 merkez ile
komünikasyonları,
12. Kompüter
yardımıyla tasarım (CAD: Computer Aided Design) bürosu,
13. LEP
tünelinde yerleştirilecek olan tek raylı iletişim ve taşıma araçlarının
prototipleri,
isimli izotop ayırmaya mahsûs deney mahalleri gezildi, tetkik edildi, bilgi
alındı.
günkü öğle yemeğinin sonuna doğru CERN Genel Direktörü Prof.Dr. Herwig Schopper
yanında Fransa Atom Enerjisi Komisaryası Yüksek Komiseri Prof.Dr. JEAN TEİLLAC
olduğu hâlde Heyet'imizin bulunduğu masaya geldi ve önce Prof. Teillac'ı Heyet
Başkanı'na ve sonra Heyet Başkanı'nı Prof. Teillac'a takdîm etti. Ayakta cereyân
eden bu tanıştırma faslından sonra Heyet Başkanı ile Fransa Atom Enerjisi Yüksek
Komiseri arasında kısa fakat samimî bir muhâvere vuku buldu. Bu arada Fransa
Atom Enerjisi Yüksek Komiseri Heyet Başkanı'nı ısrarla Fransa'ya dâvet etti.
Heyet Başkanı ise ilk fırsatta bu dâvete icâbet edeceğini
bildirdi.
öğleden
sonra CERN'in
15. Yüzey muamele
16. Lâzer geliştirme lâboratuvarları,
17. SPS'nin
soğutma sistemine aktarılan ısı enerjisinin yeniden değerlendirilmesine mâtuf
düzen, ve
18. Plâzma merceği lâboratuvarı gezildi, tetkik edildi ve bilgi alındı.
Heyet'imiz
ertesi günü, önceden kararlaştırılmış olduğu vechile, ziyâret intibalarını
bildirmek ve arz-ı vedâ etmek üzere CERN Genel Direktörü Prof.Dr. Herwig
Schopper'i makāmında ziyâret etti. Ziyârette BM nezdindeki Türk Delegasyonu'ndan
ERTUĞRUL APAKAN ile Guy Hentsch de hazır bulundu.
Heyet
Başkanı, Genel Direktör'e, CERN'i ziyâretleri ve yetkililerle görüşmelerinin
Heyet'i pekçok konuda aydınlatmış olduğunu ve tesbitlerini objektif bir raporla
Türkiye'deki yetkili makamlara intikāl ettireceklerini bildirerek Heyet'in,
mazhar olduğu hüsnükabûlden ve CERN yetkililerinin müzâkereler esnâsında
değindikleri bâzı konularda izhâr ettikleri zerâfet ve takt'dan mütehassıs
olduğunu beyân etti; Türkiye'nin ANAK ile sıkı ve müsmir bir işbirliği
başlatmasının her iki tarafın da hayrına olacağı husûsundaki (bu ziyâretin
sonucu olarak daha da tahkîm edilmiş olan) kanaatini bir kere daha dile getirdi;
Heyet adına Genel Direktör'e teşekkürlerini ifâde ederek kendisini ve yakın
mesai arkadaşlarını Türkiye'de görmekten duyacağı bahtiyarlığı
tekrarladı.
CERN
Genel Direktörü, Heyet Başkanı'nın Eylûl 1985'de kendisini ziyâretinden çok kısa
bir süre sonra böylesine mütehassıs zevâttan terettüp eden geniş ve dirâyetli
bir heyetle CERN'i ziyâret etmesinin kendisinde şaşkınlık ve hayranlık
uyandırmış olduğunu; bunun, Türkiye'nin bu konuya ilk defa ne kadar ciddî bir şekilde
eğilmekte olduğunun bir delîli olarak kabûl ettiğini; Türkiye'nin karar
verip de ANAK'a aslî üyelik için resmen müracaat etmesi hâlinde kendisinin ve
bir gün evvel kendisiyle bu konuyu konuşmuş olduğu Fransa'nın ANAK Konseyi'ndeki
delegesi Atom Enerjisi Yüksek Komiseri Prof.Dr. Jean Teillac'ın da bu hususta
hiçbir yardımı esirgemeyeceklerini ve Türkiye'nin aslî üyeliği için Konsey'in
oybirliğinin sağlanacağını; fakat Türkiye'nin en kısa zamanda ve behemehâl
CERN'deki araştırma ve geliştirme programlarına katılıp entegre olacak tecrübî
fizikçileri yetiştirmesinin elzem olduğunu; kendisinin bunu sağlamak için
CERN'in imkânlarını kullanacağını; ama bunun da ötesinde, bir gün önce Heyet
Başkanı ile tanıştırmış olduğu Fransa Atom Enerjisi Yüksek Komiseri'nin kendisi
aracılığıyla Heyet Başkanı'na "Türk
fizikçilerinin, istendiğinde, Fransa Atom Enerjisi Komisar-yası'nın araştırma
merkezlerinde gerekli deneyimi kazanmaları için her türlü kolaylığı
göstereceğine" dair bir mesaj göndermiş olduğunu beyân etti ve yakın bir
zamanda Türkiye'nin potansiyelini daha iyi değerlendirmek üzere Türkiye'yi
ziyâret etmekten de bahtiyâr olacağını ifâde etti.
Genel
Direktör özel Kalem Müdürü Guy Hentsch'in ise, bilâhare, Heyet üyesi Prof.Dr.
Adnan Şaplakoğlu'ya ziyâretin ilk günü Heyet'imizin CERN'i öylesine ziyâret
etmek isteyen bir heyet gibi telâkki edilmiş olduğunu, ancak gerek müzâkereler
esnâsında gerekse lâboratuvarların ziyâretinde Heyet'in ciddiyet, dirâyet,
selâbet ve ilminin takdîr ve hayranlık uyandırmış olduğunu memnûniyetle ifâde
etmiş olduğu öğrenildi.
V.
HEYET'İN İNTİBALARI
1)
Heyet'imiz CERN Genel Direktörü'nün tutumunu açık ve samimî
bulmuştur.
Genel Direktörün ekibi başta işi biraz yokuşa sürer bir tavır takınmışsa da
sonra olumlu davranmıştır.
Türkiye'nin ANAK'a aslî üye olması hâlinde siyâsî merciler devreye girince
yıllık aidat oranı olarak ileri sürülen % 2,4 lük oran çok aşağılara
çekilebilecek ve Türkiye'ye 10 senelik bir geçiş dönemi
tanınabilecektir.
Aslî üyeliğimiz hâlinde ödediğimiz aidatın bir kısmının CERN'in ihâlelerini
kazanmak sûretiyle Türkiye'ye etkin bir teknoloji transferi de mümkündür; zirâ
CERN bu gibi ihâlelerde müteahhitlere teknoloji transferi husûsunda her türlü
yardımı yapmaktadır.
Aslî üye olmasak bile CERN'den istifâde yolları vardır; bunlar ancak iyi bir
tecrübî fizikçi kadrosu yetiştirmek sûretiyle fevkalâde verimli
kılınabilir.
Heyet'imiz itibâr görmüş ve çok iyi bir intiba
bırakmıştır.
CERN Direktörü'nün Fransa Atom Enerjisi Yüksek Komiseri'ni âşikâr bir şevk ve
heyecan ile Heyet'in masasına kadar getirip Heyet Başkanı ile tanıştırması,
Heyet Başkanı'nın bu zât tarafından Fransa'ya dâvet edilmesi ve bilâhare Yüksek
Komiser'in CERN Genel Direktörü aracılığıyla Heyet'imize Türk tecrübî
fizikçilerinin Fransa Atom Enerjisi Komisaryası'nın araştırma merkezlerinde
yetiştirilmesinin mümkün olduğu mesajının iletilmesi ise Heyet'imiz tarafından
fevkalâde câlib-i dikkat bulunmuştur.
Türk tecrübî fizikçilerinin yüksek enerji fiziği konusunda Aachen
üniversitesi'nin imkânlarından yararlanarak deneyim kazanabilmeleri de mümkün
görünmektedir.
VI.
HEYET'İN TEKLİFLERİ
ANAK'A ASLî ÜYE OLMAYI HEDEF SEÇMELİDİR.
2) TÜRKİYE
ANAK'A İYİ BİR YÜKSEK ENERJİ FİZİĞİ TECRÜBî FİZİK GRUBU YETİŞTİRDİKTEN SONRA
ASLî ÜYE OLMALIDIR.
BİR TECRÜBî FİZİK GRUBU EN ÇOK ON YIL İÇİNDE TEŞKİL EDİLMELİDİR. BU GRUBUN
YETİŞTİRİLMESİ İÇİN TAEK, TÜBİTAK, YÖK VE DPT MüŞTEREK VE POZİTİF BİR GAYRET
SARFETMELİ; GELİŞME İMKÂNI BULAMAMIŞ OLAN TECRÜBî FİZİKÇİLİĞİN ENDÜSTRİDEKİ VE
BİLHASSA TEKNOLOJİ TRANSFERİNDEKİ ÖNEMİ İDRÂK VE ŞUURLARA
NAKŞEDİLMELİDİR.
4) CERN
İLE İLİŞKİLER SIKI, SAMİMî VE ZİNDE TUTULMALIDIR. BU MEYÂNDA ANAK'IN KONSEY
TOPLANTILARINA, CENEVRE BM NEZ-DİNDEKİ DELEGASYONUMUZDAN BİR DİPLOMATIN DA
REFÂKA-TIYLA BİR BİLİM ADAMIMIZ KATILMALI VE TÜRKİYE'NİN GÖZLEMCİ STATÜSÜNÜN
SAĞLADIĞI İMKÂN SÂYESİNDE CERN'DE OLUP BİTENLERDEN TÜRK BİLİM ÂLEMİ HABERDAR
EDİLMELİDİR.
5)TAEK,
CERN'İN İHÂLELERİ HUSûSUNDA TÜRK SANAYİCİLERİNİ VE MÜTEAHHİTLERİNİ AYDINLATMALI
VE TEŞVİK ETMELİDİR.
6) HEYET'İMİZİN
YAPTIĞI TEMASLAR SONUCU BİR KISIM TECRÜBÎ FİZİKÇİNİN CERN'DE, FRANSA'DA VE
ALMANYA'DA YETİŞTİRİLME-SİNE MÂTUF İMKÂNLAR TAEK, TÜBİTAK VE YÖK TARAFINDAN ÇOK
İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ; BENZER İMKÂNLAR BEHEMEHÂL İTALYA VE İNGİLTERE İÇİN DE
ARAŞTIRILMALIDIR.
7) BU
ARADA, ŞİMDİYE KADAR, ÇOK ZAYIF BİR ŞEKİLDE DE OLSA CERN İLE MÂNEVî BİR BAĞI
OLUŞTURMUŞ OLAN TEORİK YÜKSEK ENERJİ VE NÜKLEER FİZİKÇİLERİNE GEREK TÜBİTAK
GEREK TAEK VE GEREKSE YÖK TARAFINDAN DAHA GENİŞ ÇALIŞMA VE İNCELEME İMKÂNLARI
SAĞLANMALIDIR.
İmza
(Prof.Dr. Ahmed Yüksel ÖZEMRE, TAEK ve Heyet Başkanı)
İmza
(Prof.Dr. Adnan ŞAPLAKOĞLU, üye)
İmza
(Prof.Dr. Muharrem TİMUÇİN, üye)
İmza
(Prof.Dr. Dinçer ÜLKÜ, üye)
İmza
(Prof.Dr. Alpar SEVGEN, üye)
İmza
(Prof.Dr. Sadrettin SİNMAN, üye)
İmza
(Doç.Dr. Metin ARIK, üye)
II.
BU
RAPORUN YANSIMALARI NELER OLDU?
Kurumu'na Aslî üye Olabilmesini İncelemek üzere Teşkil Edilmiş Olan Heyet'in 27
Kasım 1985 Târihli Raporu" TAEK Başkanlığı tarafından: 1) Başbakan'a, 2)
Dışişleri Bakanlığı'na, 3) TÜBİTAK'dan sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Tınaz
Titiz'e, 4) TÜBİTAK Başkanlığı'na, 5) YÖK Başkanlığı'na ve 6) fizikçileri o
zamana kadar şu ya da bu şekilde CERN ile ilgi kurmuş, geçici süre buradan burs
almış ve CERN'de çalışmış olan üniversitelerin Rektör'lerine takdîm
edildi.
2.
TAEK Başkanı tarafından TÜBİTAK'dan sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Tınaz Titiz'e
1986 yılında ANAK Konseyi'ne katılması telkin edildi. Bakan bu teklifi uygun
buldu ve TAEK Başkanı ile birlikte CERN'i ziyâret etti; Konsey toplantısına
katıldı ve gerek CERN yetkilileri gerekse Konsey üyeleri tarafından büyük
i'tibâra mazhar oldu. CERN'e aslî üye olmanın ülkeye sağlayacağı ilmî, teknolojik ve ekonomik imkânları
yakından müşâhede edip idrâk edince Türkiye'nin CERN'e bir an önce aslî üye
olması fikrini o da sâhiplendi.
3. TAEK
Başkanı, CERN ziyâretinden yurda avdet edildiğinde, Heyet'in üyeleriyle de
istişâre ederek Türkiye genelinde bir durum değerlendirmesi
yaptı:
CERN'e aslî üye olarak girmemize ön hazırlık ve "iş başında eğitim" amacıyla, ve
kezâ Heyet'in raporunun 3 numaralı teklifi doğrultusunda:
Tânecik hızlandırıcı teknolojisine de
bir ilk adım olarak bir "elektron-siklotron rezonanslı (ECR) iyon kaynağı + radyo frekanslı
kuvadrupollü
tânecik hızlandırıcısı"tasarımının "yapılabilirlik etüdü"nün hazırlanması,
TAEK'in patronajı altında ve mâlî külfeti de yüklenilerek, bu projenin Türk
fizikçileri tarafından gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
bu projenin "yapılabilirlik etüdü"
TAEK'in DPT 74 D 080 040 kod numaralıprojesi çerçevesinde Prof.Dr. Adnan ŞAPLAKOĞLU'nun koordinatörlüğünde
Prof.Dr. Sadrettin SİNMAN, Prof.Dr. Muharrem TİMUÇİN ve Prof.Dr. Yalçın
SANA-LAN'dan oluşan bir ilmî komisyona havâle edildi.
komisyon raporunu 14 ay sonra
Mart1987'de TAEK Başkanlığı'na "Akse-leratör Yapılabilirlik Etüdü"
başlıklı 202 sayfalık bir rapor hâlinde takdîm etti. Bu ayrıntılı rapor yalnızca
bu projenin yapılabilirlik etüdünü kapsamıyor, aynı zamanda tânecik hızlandırıcı
teknolojisinin prensiplerine de bir ders kitabı mâhiyetinde mükemmel bir giriş
teşkil ediyordu.
işe 4 doktoralı ve 6 masterli fizikçi ile 3 de teknisyenden oluşan 13 kişilik
bir kadro ile başlanacağını ve
bu projesüresince yetiştirileceklerle de birlikte 25 doktoralı, 38 masterli fizikçi ve
de 7 teknisyenden oluşan toplam 70 kişilik bir kadroyla 8 yılda
bitirilebileceğini vurguluyordu.
CERN'deki çalışmaların önemli bir bölümünün tânecik detektörleri teknolojisine
dayalı olduğunun müşâhedesiyle, kendi potansiyelini de göz önünde tutan TAEK
biri çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde (ÇNAEM) diğeri ise Ankara
Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde (ANAEM) iki ayrı ekip kurarak bunların
detektörler teknolojisi üzerinde
uzmanlaşmasını plânladı. Bir yıl sonra ANAEM ekibinin geliştirmiş ve üretmiş
olduğu 10 kadar
atâneciği detektörü
Cezâyir Atom Enerjisi Komi-saryası'na satıldı. ÇNAEM ekibi ise çok çeşitli
taşınabilir detektörlerin teknolojisineve üretimine hâkim konuma geldi.
gene bu bağlamda, araştırma ve uygulamalar yapmak ve iş başında kaliteli tecrübî
fizikçi yetiştirmek için ODTÜ kampüsünde ODTÜ ile birlikte "
centre of excellence" mâhiyetinde bir "İleri Nükleer Teknoloji AraştırmaMerkezi" (İNTAM) kurmak kararı aldı. Bu iş için ODTÜ Rektörü ve Devlet Plânlama
Teşkilâtı (DPT) ile mutâbık kalındı. ODTÜ Kampüsü'nde inşaatı yarım kalmış
bir binâ TAEK tarafından 130.000.000,-TL ye ikmâl edilecek, TAEK ayrıca
280.000.000,-TL techizat yatırımı2 yapacak, Merkez'in bakım masraflarını ve
bakım personelini ise ODTÜ Rektörlüğü karşılayacaktı. Merkez'de hem TAEK hem de
ODTÜ'den elemanlar çalışacaklardı.
ODTÜ Rektörü'nün bu projenin yürütülmesi için usûlen üniversite içinde kurduğu
komisyon: "
TAEK bu parayı ODTÜ'ye versin!Merkezi biz kuralım; Merkez'de de bizim elemanlarımızdan başka eleman
olmasın!" diye diretince zamanın Rektörü bu irrasyonal karşı-teklifi
reddetmek ve ODTÜ'ye bu Merkez'i kazandırmak husûsunda gerekli selâbet ve
dirâyeti maalesef gösteremedi ve bu proje gerçekleşemedi.
Gene bu bağlamda TAEK: 1) CERN'e aslî üyelik hedefini gerçekleştirmek üzere,
gerek kendi lâboratuvarlarında gerekse yurt dışında yetiştireceği tecrübî
fizikçilere yardımcı olmak ve 2) Türkiye genelinde nükleer teknisyenlerin
sayısını arttırmak için bir
TAEK NükleerTeknisyen Okulu açılmasını karara bağladı. Bu karar DPT'nin müzâhereti ile o
zamanki Millî Eğitim Bakanı'mızın da anlayış ve desteğine mazhar oldu ve TAEK bu
işi gerçekleştirmek üzere Nükleer Teknisyen Okulu'nun mevzuatını ve müfredâtını
plânlamaya başladı.
tam bu sırada
TAEK'in personelininçoğunun komünist olduğunu veh-meden ve bu personelin Kurum'dan atılmasını
isteyen nüfûzlu bir Müsteşar'ın
dengeyi sağlamak bahânesiyle TAEK'e atom enerjisiyle yakından uzaktan ilgisi
olmayan
200 sağcı militanyerleştirmek isteyen talebine şiddetle ve cesâretle karşı koyduğum için,
rahmetli Turgut özal'ın kalp ameliyatı olmak üzere Amerika'da Houston'da
bulunduğu sırada ve onun arkasından, "627 kişilik TAEK'de 400 komünisti koruyan
gizli bir komünist olduğum"iftirâsıyla 6 Nisan 1987 günü, yalnızca 26,5 ay sürmüş olan,
TAEKBaşkanlığı'ndan
azledildimdi
3. Müsteşarın, kendisi hakkında aynı kanaati beslediğive kendisiyle işbirliği yapmamamı dolaylı olarak telkin ve taleb ettiği Mustafa
Tınaz Titiz de 21.12. 1987'de TÜBİTAK'dan sorumlu Devlet Bakanlığı'ndan
ayrıldıydı.
sebeb olan
Müsteşar'ın yerime TAEKBaşkanlığına vekil olarak tâyin ettirdiği zât ise, ilk icraatları
meyânında:
dosyasını rafa kaldırdı,
Hızlandırıcısı (Akseleratör) projesini iptâl etti,
Nükleer Teknisyen Okulu projesini yürütmedi, ve
ve ÇNAEM'deki detektör geliştirme ekiplerini de artık
desteklemedi.
Bu
zâttan sonraki TAEK Başkanları da Türkiye'nin CERN'e aslî üye olması için somut
tek bir adım dahî atmadılar. Maalesef TÜBİTAK da Türkiye'nin CERN'e aslî üyeliği
için bugüne kadar somut bir adım atabilmiş değildir.
bu olgular ülkede ilim ve teknolojinin ileri gitmesini engelleyen acı
olaylardır. Tüm fizikçilerimizin ve yetkili kurumlarımızın ibretle izlemesi ve
bunların benzerlerinin bir daha tekerrür etmemesi için nelerin yapılması
husûsunda her ân zinde tutacakları kesin bir idrâk ve de eylem sâhibi olmalarını
gerektiren olaylardır.
*
* *
[2] Bu toplam 410.000.000,-TL lik ilk yatırım o
günün râyicine göre (1 $ = 570,-TL) 719.298,-$
tutmaktaydı.
[3] Bk.Ahmed Yüksel Özemre, çernobil Komplosu, Bilge Yayınları,
İstanbul 2004.