Buradasınız

SAYIN H. CÂHİT ARAL'A MEKTUP

Viyana, 18 Şubat

1987



Sayın H. Câhit Aral


Türkiye Radyasyon

Güvenliği Komitesi Başkanı


ve Sanâyi ve Ticâret

Bakanı


Ankara




Sayın

Bakanım,


1. Bugün, gözlemci

olarak Türkiye adına izle­diğim UAEA Guvernörler Meclisi toplantısında iken TAEK

Radyasyon Sağlığı ve Güvenliği Da­iresi Başkanı Özer Özerden telefonla beni

aradı.



Zât-ı âlînizin kendisini arayarak

"ODTÜ Rapo­ru" diye bilinen raporun müellifleri ile 20.2.1987 Cuma günü bir

toplantı yapacağınızı ve 14-15.02.1987 gecesi, her bir paragrafı birlikte

müzâ­kere edilerek hazırlanmış fakat son ânda bunla­rın imzâlamaktan vaz geçmiş

oldukları nihaî tu­tanağı yumuşatarak ya da mümkünse olduğu gi­bi adıgeçenlere

imzâlatmak niyetinizi ifâde etmiş olduğumuzu bana

bildirdi.

    2. Söz konusu

raporun müellifleri 14-15.2.1987 gecesi iki-üç saat nihaî tutanağa,

ya­yınladığınız radyasyon kitapçığı hakkında tezyif edici şerh

koymak için sürekli çaba sarfetmişlerdir.



    Ertesi günü Prof.

Dr. Atillâ Özalpan'a ettiğiniz telefonda Prof. Dr. Nâmık Kemal Aras'ın sizi

aramış olduğunu söylediğinizde bunların zât-ı âlîniz üzerinde bigayri hakkın ne

kadar büyük bir mâ­nevî baskı uygulamağa tevessül

ettiklerini gözle­yerek fevkalâde üzüntü duyduktu.



    3. Cuma günü

sözkonusu kimselerle toplantı yapmak istemeniz bendenizi ve arkadaşlarımı

olağanüstü müteessir etmiştir. Bu toplantınıza, dâvet vâki olsa bile,

TAEK'den kimsenin katıl­mak istemediğini anlayışla

karşılarsınız sanırım. Kanaatimizce, ancak ve ancak, mâhut toplantıyla ilgili

olarak zât-ı âlînize gönderdiğim evrakta Ek:3 diye geçen nihaî tutanağı bir tek

harfini de­ğiştirtmeden kendilerine imzâlatmaya muvaffak olursanız (ki maalesef

bu husûsta kuşkuluyum) sa'yiniz meşkûr olacak; onlar da hatâlarından şe­refle ve

ilim adamına yakışır bir tevâzuyla dön­müş olacaklardır.



    Samimiyetle itirâf

edeyim ki bu ihtimâl fevka­lâde azdır. Bunda başarılı olsanız bile imzâyı si­zin

(ve dolayısıyla da Hükûmet'in) baskısıyla at­tıklarını ifâde ederek Basın'ı size

ve Hükûmet'e karşı gene tahrîk edeceklerdir (ya da Basın bunu bu şekilde

yorumlayacaktır). Bu sonucun da ne zât-ı âlinize, ne Hükûmet'e ve ne de Devlet'e

hayrı dokunacağı bedihîdir.



    4. Nihaî tutanaktan

bir kelimecik olsun farklı bir belgeyi kendilerine imzâlatıp da bunu istihsâl

edilmiş bir netice olarak telâkki ettiğiniz takdîr­de de (affinıza ve size karşı

duymakta olduğumuz dostluğa ve muhabbete sığınarak) ifâde etmeme müsaadelerinizi

istirhâm ederim ki sonuç yalnız­ca ve yalnızca zât-ı âlînizi ilzâm edecektir. Bu

durumda bendeniz hasbelkader TAEK Başkanı olarak ve TAEK'de objektiflik

çerçevesi içinde ilmî faziletten ve ilim ahlâ­kından ödün vermeksizin şer

kuvvetlerine dim­dik, vekarla karşı koyan gerçek ilim adamı mesâî arkadaşlarım,

kendimizi, istihsâl edeceğiniz ek­sik bir sonuçla bağlı hissetmeyeceğimizi

ehemmi­yetle dikkatinize arzetmek istiyorum.



    5. Siyâsette

kompromiler geçerli olabilir. Ancak ilimde bir sav ya doğrudur ya da yanlış;

ilim­de kompromi yoktur!



   "ODTÜ Raporu"ndaki

yanlışlar bütün çıplaklı­ğıyla tartışılmış ve ortaya konmuştur. Ne yazık ki

"ODTÜ Raporu", ülkede, bilerek bilmeyerek esti­rilmek istenen ekonomik ve

psikolojik teröre iste­meden de olsa katkıda bulunmuş,

fâhiş hatâlarla dolu bir rapordur.



    Bir hikmet-i idâreye

mebnî pratik bir strateji gâyesi ile bile olsa, bu raporun müellifleriyle TAEK'i

aynı seviyede tutmanın; ve TAEK'e i'tibâr edecek yerde, bunlara i'tibâr

ediyormuş gibi tefsir edilebilecek şekilde Cuma günü yapacağınız top­lantınızın

ilginç bir pazarlıkmış gibi komuoyuna yansımasının TAEK'i ancak

münkesir ve müteessir edeceğini fehâmet ve temyizinize cesâretle arzetmeme

müsaadelerinizi istir­hâm eder; hörmet ve muhabbetlerimi te'yid ede­rim,

sayın Bakanım.





Prof. Dr. Ahmed

Yüksel ÖZEMRE



                                                                   TAEK

Başkanı

Tasarım & Geliştirme | kerataif