Buradasınız
USLÛB-U İNSAN, MEKTUBUYLA BEYÂN [MİLLÎ GAZETE KÜLTÜR SANAT]
Millî Gazete Kültür Sanat
17.05.2003
Uslûb-u İnsan, Mektubuyla Beyân
Her ne kadar medeniyetimiz sözlü gelenekten neşet ediyor olsa da yazıyla ünsiyetimiz belli oranda olagelmiş. Sözel metinlerin, en doğrudan ve kişiye özel olanı, yazıy(l)a aktarılanı, mektup. Mektup'un, kitabiyât ve hitabet dağarımızda önemli yeri var: Risaletpenâh Efendimiz'in davet ve siyasal mektuplarından, kişiyi adam eden bilgelerin öğrencilerine yazdıkları, hal eğitimi müfredatında ders kitapları olarak talim ettirilen mektubâtlarına; üdebanın, şuaranın Leylâ'ya yazdıklarından, her birimizin gurbetteki yakınlarımıza karaladıklarımıza kadar... Derlenip yayınlanmış mektuplar, başkalarının hayatlarına olan tecessüsümüzü doyurmaya da yarıyor. Hele mektubât yazarı, kamuca malum, üslûbu oturaklı ve yazdıkları umumu alâkadar eden şeyler ise, malûmat sahibi kılarken edebî zevk veren bir eserden bahsetmiş oluruz.
Bunca girizgâh, lâfı geçtiğimiz aylarda yayınlanan, yalın kapağında çatılmış kılıçlar ve gülümseyen bir kalp ile gözümüze çarpan hacimli bir kitaba, Muhabbet ve Mücâdele Mektupları'na getirmek için. Eser, İstanbul Yayınları mektubât serisinin ilk kitabı olarak neşredilmiş. Mektupların sahibi, pek tanınmış bilim adamı Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre. Özemre'nin en bilinen yanı, çok netameli bir dönemde, Çernobil'de nükleer facianın vuku bulduğu tarihte, sızıntının ülkemize etkisi konusunda söz söylemeye, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı sıfatıyla en yetkili ve Türkiye'nin ilk nükleer enerji mühendisi olmasının yanında, onyıllar boyunca bu alanda çok sayıda bilim adamı yetiştirmiş deneyimli bir akademisyen olarak en yetkin kişi olmasıydı. Kitapta Prof. Özemre'nin elliyi aşkın mektubu var. Bunlar genellikle yazarın üstlendiği resmî vazifeler bağlamında yaptığı resmî yazışmalardan seçilmiş mektuplar. Resmî yazışmalar ifadesi ürkütücü gelmemeli zira edebî üslup ve zengin lügatçe ile benzenmiş bu nezaket dolu mektuplar, kamuoyunda tartışılan konuların gerçek vecheleri ile gün ışığına çıkmalarını temin ediyor. Aynı stilize nezaket ve içtenlik, yazarın dostlarına yazdığı mektuplarda, medeniyetimizin hikemî cevherinin temsilcilerine Üsküdar'da geçen çocukluk yıllarında yetişmiş, nazarlarına muhatap olmuş, kişilik oluşumunun dayandığı bu ahlâk ve varlık kavrayışını içselleştirerek büyütmüş olgun bir insandan tavsiyeler ile zenginleşiyor.
Başbakana maruzat içeren mektuptan, gazeteci dostuna 'İstiklâl Marşı'nın Fransızca'ya tercümesi' ile ilgili mektuba; 'Hadislerin sıhhatini tesbit için önerdiği metodoloji'ye dair mektuptan yeni evli genç bir çifte yazılan mektuba kadar birbirinden ilginç onlarca mektubu havi Muhabbet ve Mücâdele Mektupları okuyucusunu bekliyor.
Bilgi: İstanbul Yayınları (0.212) 216 51 44