Buradasınız

İSLÂM'DA HOŞGÖRÜ YOKTUR... [ERGUN GÖZE]

KÖŞEBAŞI

ERGUN GÖZE


İslâm'da Hoşgörü Yoktur...

Tercüman 25.11.2005



ÂLİM dostum Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre’nin İslâm’da Aklın Önemi ve Sınırı isimli eserinin 1996 baskısını bu bayramda okumak fırsatını buldum. Bu kıymetli eserin bir bölümü de “İslâm’da Hoşgörü ve eşitlik” iddialarının incelenmesine ayrılmış. Çok sağlam bir matematik ve fizik temeline oturttuğu imanlı müktesebatıyla Özemre, bu mefhumları, gerek semantik, gerek terminolojik maceralarının tarihi seyri içinde ve nihayet İslâmi ve Kur’anî mefhumlara ve prensiplere göre değerlendirmiş ve yerli yerine oturtmuştur.


Bu kıymetli etüdü kısaltırsak İslâm’da hoşgörü yoktur. Fakat adalet, ihsan, merhamet, sabır ve af vardır. Özemre tamamen haklıdır. Bu saydıkları da İslâm ahlâkının temelleridir, İslâm toplumunun da. Cinayeti, hırsızlığı, fuhuşu, yalanı, taassubu hoş görmek mümkün mü? Bunları veya daha hafif benzerlerini hoş görmek bile adaleti, hak duygusunu ahlâk binasını yıkmak demektir. Bu gibi fiillerini hoş görmediğimiz insanlara adalet ve merhamet ve hatta ihsanda bulunmak ve şahsi haklar söz konusu olunca da affetmek İslâm ahlâkının vahalarıdır. İslâm’da yeni bir görüş olarak hoşgörü devri açmak iddiası ise İslâm’ın ve en azından Müslümanlar’ın hoşgörülerini kaybettiklerinin ifadesidir ve İslâm’a iftiradır. Ermeni soykırımı iftirasını tanımaya hazırlıktır.


İslâm’da dalalet yok

İSLÂM’da papalık gibi bir taassup müessesesi olmadığı gibi, Allah adına istediği şahısları engizisyon işkencesine tâbi tutmak, istediklerini de en ağır günahlardan affedip cennete koymak gibi dalaletler de yoktur. Belli başlı İslâm devletleri de bugüne kadar, başka dinden insanlara hürriyetlerini daima tanıdığı gibi, onları en yüksek vazifelerde de kullanmışlardır.


Bu son hoşgörü dalgası âdeta Misyonerlere hoşgörü, Fener Patrikhanesi’ne hoşgörü ve fakat Türk vatanseverliğini, Türk milliyetçiliğini, İslâm’ın cihadını hoşgörmemek, bir tarafa atmak demek şeklinde tecelli etmiştir.


Aslında hoşgörü diye mutlak bir mefhumdan bahsedilemez. Felsefi mânâda bu mümkün değildir. Daha doğrusu bir şeyi hoş görmek zıddını hoş görmemektir. Yani hoşgörü bir tercihtir. Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü kampanyasının vardığı nokta bugün, Amerika’yı Türkiye’ye, İslâm’ın gayrını İslâm’a tercihdir. Amentümüz aynıdır dedikten sonra bile garipsenecek bir sonuç. İbret! dolayısıyla biz, bu dalaleti ortaya çıkaranların hareketini hoş görmüyoruz ama kendilerine hatalarını idrak ettikleri anda Cenab-ı Hakk’ın adaletten, çok ihsan ve af ile muamelesini niyaz edebiliriz.


Özemre’nin kitabının ikinci baskısı yapılıyormuş... Her bahsi İslâm’ın bir problemine dokunan ve açılım getiren eser istifadeyle okunacaktır. Hoşgörü için son sözüm, İslâm’ın gayrına hoşgörü derken İslâm’ı boş görmeyelim bu bir; kendi hareketlerimizi hoş görmeden önce teftişten geçirelim, bu da iki...


Son günlerde de gittikçe dikkat çeken Kılavuz dergisinde Stanford Shaw ile Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti konusunda ve Ara Güler ile fotograf sanatı ve kendisi hakkında yapılmış ilgi çekici iki röportaj okudum.

Cumanız mübarek olsun.

Tasarım & Geliştirme | kerataif