Buradasınız

"ALİ ALBAYRAK" Takma İsmi Altında Kendisini Gizlemek İsteyen Bir Zâta Açık Mektup

"ALİ ALBAYRAK" TAKMA İSMİ ALTINDA KENDİSİNİ
GİZLEMEK İSTEYEN BİR ZÂTA AÇIK MEKTUP

"Türkçe Kur’ân Çevirilerinde Nefs-Rûh, Resûl-Nebî, Yakıyn-Mevt Kelime Çiftlerindeki Kavram Kargaşası adlı yazınızı okudum. Bu tür konularla yakından ilgilenen bir İlâhiyatçı olarak, çıkarımlarınızın üçünün de hatâlı olduğu görüşündeyim ve itirazlarımı size iletmek için bu yazıyı kaleme alıyorum."

girizgâhıyla Münir Binici Bey'in bilgisayarı üzerinden göndermiş olduğunuz [ne tedbir!] 5 sayfalık elektronik postanızı okudum. Bu yazınızdaki hâzâ ilim saydığınız bütün vehimlerinizi tashîh etmem gücümün dışındadır; şimdiki sıhhatim ve bedenî güçsüzlüğüm buna maalesef mânîdir. Birâderâne samimî niyâzım Cenâb-ı Hakk'ın umûrunuzu hayra tebdîl etmesidir. 

            Sâdece:


"Nefs/can ve Rûh, Arapça'da aynı şeylerdir. Bu, Lisânu’l-‘Arab gibi temel sözlüklerde böyle olduğu gibi modern sözlüklerde de böyledir. Bir dilin temel sözlüklerinde mevcut olan bir şeye ‘meşhur yanlış’ denmez; bu ifâde, sözlüklerde doğrusu bulunduğu halde insanların yanlış olarak kullanmaya devam ettiği kelimeler için kullanılır." 

şeklindeki bâtıl îtikadınızı tashîh etmeğe çalışacağım.

Bu ifâdenizdeki fâhiş hatânız fehâmet ve temyiz yanlışlıklarıyla dolu beşerî sözlükleri (lûgatleri) vahyedilmiş ilâhî Kur'ân'ın metninin siyâk ve sibâkının üstünde bir yere yerleştirmenizdir ki, bu îkazımı eğer fehm ve idrâk edebilirseniz, bunun gereği olarak elbette size tövbe ve tecdîd-i îmân gerekecektir.

Gelelim şimdi Kur'ân'ın nefs ve Rûh hakkındaki öğretisine.

Kur'an'da nefs kelimesi 270 kere, Rûh kelimesi ise yalnızca 23 kere geçmektedir. Bu durum ve bu durumun neyi ortaya koyduğu husûsunda dahî, maalesef, ne haberiniz ve ne de idrâkiniz var! Bu 293 âyeti idrâk etmek irâdesiyle bir kerecik olsun okumuş olasaydınız acabâ Cenâb-ı Hakk'ın da sizin gibi bu iki kavramı müterâdif (sinonim, eşanlamlı) telâkkıy ettiğini îmâ etmeğe cür'et edebilir miydiniz?

Alın size birkaç âyet: "Ben nefsimi temize çıkaramam. çünkü nefis dâimâ kötülüğü emredicidir…" (XII.53) ve "Dereceleri yücelten Arş'ın sâhibi kavuşma gününden korkutmak için Rûh'u, emir âleminden, kullarından dilediğine indirir" (XL/15) ya da "Ve işte Biz emir âleminden sana böylece Rûh'u vahyettik. [Ne dersiniz? Rûh ile nefs sizin telâkkînize göre müterâdif olduklarına göre, "Sana böylece nefsi vahyettik" sizce daha şık olmaz mıydı?] Sen ne kitap ne de îmân bilirdin ama Biz onu kullarımızdan dilediğimize doğru yola sevkeden bir nûr olarak yarattık ve şüphe yok ki sen de elbette doğru yola sevkedersin" (XLII/52).

İddianıza göre nefs ile Rûh'un müterâdif olduğunu bir ân için kabûl edip de bu âyetlerdeki nefs kelimesi  yerine Rûh ve Rûh kelimesi yerine de nefs vaz edildiğinde ortaya ne sakaletlerin çıktığını idrâk edemiyorsanız gerçekten de duaya ihtiyâcınız var demektir. Hâlisâne, bendeniz de size Cenâb-ı Hakk'dan fehâmet, idrâk, temyîz, temkin, selâmet ve umûrunuzun hayra tebdîlini niyâz ediyorum.

Allah yolunda cihâd etmenin kula bahşettiği cesâret ve celâdeti "kavgacı uslûb" olarak değerlendirmenin çarpıklığını bugünkü hâlet-i nefsâniyenizle fehm ve idrâk edebilmeniz muhâldir. Cenâb-ı Hak'dan niyâzım sizi mehdî ve hâdî kılmasıdır, vesselâm!

İnşâallah nefsinizin sizi Esfel-i Sâfiliyn'e gütmesini berrâk bir idrâk ile yener, Rûh'unuzun da Mi'râc'ını yaşar, vehminizin telkîn ettiği ve hâzâ ilim zannettiğiniz kuruntularınızla bir ömür boyu avunmaktan da kurtulursunuz! âmin!

Her şeye rağmen, birâderâne muhabbetlerimi ve idrâkinizin terfii hakkında samimî hayr dualarımı mükerreren takdîm ediyorum…

 
* * *
Tasarım & Geliştirme | kerataif