Buradasınız

ZİBİDİLER


ZİBİDİLER1

Davranışları

ve takındığı tavırlar yüzünden sağduyulu kişiler nezdinde kendisini küçük

düşürdüğünü ve gülünç kıldığını temyîz edemeyecek kadar idrâk ve görgü yoksunu

ya da nefsine mağlûb olan kimseye

zibidi denir. Zibidiler her ülkede ve toplumun her kesitinde

rastlanılan

marazî

bir

grup oluştururlar. Önemli olan bunların fert olarak kimler olduğu değil, fakat

nasıl tesbit ve teşhis edilebilecekleridir.


Zibidinin teşhis edilmesini olağanüstü kolaylaştıran etkenler arasında

kendisine yakıştırdığı tavırlarının ve davranışlarının yapaylığını, çiğliğini,

zıpçıktılığını ve gerek kendisine gerekse diğer kimselere karşı müraîliğini

sayabiliriz. Bütün zibidilerin ortak bir özelliği de kendilerini dev aynasında

görmeleri ve dolayısıyla kendilerine hayrân olmalarıdır. Bu bakımdan bütün

zibidiler

narsisik bünyelidir, yâni kendi kendilerine

âşıktırlar.


Zibidi, toplumda hasbelkader bulunmakta olduğu mevki ne olursa olsun,

bunun gerektirdiği vekārı ve hazımlılığı bir türlü kendisine mal edememiş

olmasının sonucu olarak, temsil ettiği: mevkiin, makāmın, kurumun, kuruluşun,

zümrenin, cemaatin, dâvetlisi olduğu

veyâ yanında bulunduğu kimsenin itibârını har vurup harman savurduğunun farkında

bile değildir.


Zibidilere birkaç örnak vermek gerekirse:


Siyâset zibidisi: seçimden önce halkın özgürlükleri, doğal

hakları, çıkarları, huzuru ve refahı için çalışacağını vaad eden ama seçildikten

sonra yalnızca kendi çıkarı, istikrârı, huzuru ve refahı için çalışan bir

dönektir.


Milletvekilliği zibidisi: milletine hizmet edecek yerde

kendisini başka bir partiye sattırmayı düşleyen bir fırsat

düşkünüdür.

İktidar zibidisi: hasbelkader eline

iktidar fırsatı geçtiğinde kendisini kuralların, yasaların ve Anayasa'nın

üstünde layuhtî (yâni aslā hatâ yapmayan) ve lâyüs'el (yâni

kendisine aslā soru sorulamayan, tenkid edilemeyen, hiç kimseye verilecek bir

hesabı olmayan, kendini Tanrı gibi) gören, ve kendisini yerinin

doldurulması mümkün olmayan bir bilge olduğuna inanan bir

ne-oldum-delisidir.

İdârecilik zibidisi: hasbelkader işgāl ettiği makāma şeref

kazandırması gerekirken bu makāmın kendisine şeref kazandırdığını vehmeden

görgüsüz bir âcizdir.

İdeoloji zibidisi: kritik aklın süzgecinden geçiremediği

için nihaî hakikat olarak algıladığı saplantılarını herkese kabûl ettirmeğe

çalışan bir delidir.

Devrim zibidisi: halkın hayatı ve

huzuruyla ilgili hangi sosyal müessese olursa olsun buradaki kurulu düzeni

bozmak için yırtınan sağduyu, iz'an, akıl, temyiz ve temkin yoksunu bir

çılgındır.


Din zibidisi: her şeyi bid'at; herkesi mezhebsiz, kâfir ve

dolayısıyla cehennemlik görür ve ilân ederse kendisinin Cennet'lik ve hattâ

evliyâ olacağını vehmeden; din ile diyâneti temyîz edemeyen; Cenâb-ı Hakk'ın

rahmetinin vüs'atini akletmekten âciz, tahammülsüz bir

meczubtur.


Diyânet zibidisi: dinin emirlerini tebliğ edecek yerde

lâdinî emirlere tâbî olan bir münâfıktır.


Tarîkat zibidisi: vehmini İlm-i Ledün zanneden da'vâ sâhibi bir

hamervahtır.


Şeyhlik zibidisi: kendisinde tecellî etmiş(!)

"Hikmet"den(!) ötürü şer'î sorumluluklardan berî olduğunu vehmeden bir

sapıktır.


İlâhiyat zibidisi: ictihad kapısının yalnızca kendisine

açık olduğunu ve ettiği her herzenin nass gibi kabûlünü bekleyen bir

münâfıktır.

Hukuk zibidisi: adâlet kavramından yoksun olan ve hukuku

belirli bir zümrenin âdil olmayan emellerine hizmet için kullanan aşşağılık bir

uşaktır.

Kemalizm zibidisi: bu ülkenin insanlarının huzur,

karşılıklı anlayış ve biribirlerine tahammül içinde yaşamasını kendi çıkarlarına

uygun görmeyen, kendi ideolojisinden olmayanlara Anayasa'nın tanıdığı hakları

tanımayan, bu ülkenin halkını ve sermâyeyi kendi sübjektif normlarına göre:

lâik-antilâik, ilerici-gerici, devrimci-mürtecî, kemalist-antikemalist diye

fırkalara bölüp nifak tohumları eken ve bunu da Atatürk'ün adına yapmakta

olduğunu ilân eden ve üstelik bütün bunlardan maddî menfaat sağlayabilen,

Türkiye'ye has, becerikli bir bozguncudur.


Sohbet zibidisi: her konuda, her durumda ve her konumda

edecek lâfı, verecek öğütü, gösterecek yolu olan bir bilge kişi olduğuna inanan,

usanç verici bir lâf ishâline tutulmuş bir müz'ictir.


Aydın zibidisi: milletinin târihinin, ahlâkının, örfünün,

âdetlerinin, harsının, dilinin, sanatının, mûsıkîsinin, edebiyâtının mîrasını

reddeder de bir başka milletin mânevî

değerlerine sarılıp avukatlığını yaparsa üstün insan olacağını vehmeden anarşist

bir cibilliyetsizdir.



Dernek zibidisi: bir derneğe onun

gâyesine hizmet için değil de her ne bahasına olursa olsun o derneği ele geçirip

çıkar sağlamak üzere giren bir bozguncudur.

Bürokrasi zibidisi: hangi mertebeden

memur olursa olsun, hizmetkârların hizmetkârı olması gerekirken her işi yokuşa

sürmekten marazî zevk alan tembel bir psikopattır.


"Kadın Hakları" zibidisi: Kur'ân'da (Nisâ/34), yalnızca,

ailenin birliğine halel getirdikleri takdirde haklarında: önce nasihat edilmesi,

sonuç alınmazsa yataklarında izzet-i nefisleri kırılsın diye yalnız bırakılması

önerilmiş olan kadınlara inatlarında ısrarcı olmaları hâlinde, ve ıslahlarına

belki vesile olur diye, son çâre olarak Allāh'ın

müsaadesiyle mubah olan dayağı mâkûlesine sığdıramadığı için bütün dine gayzını

kusan, ama derslerine girmeleri önlenen başörtülü kızları ya da "Cumartesi

Anneleri"ni polislerin coplayıp sürüklemesine sevinen ya da enazından tepkisiz

kalan çifte standartlı bir münâfıktır.


Lâiklik zibidisi: Lâiklik ilkesinin: "inanç ve ifâde

özgürlüğü ve fertlerin düşüncelerine karşılıklı tahammül" olduğunu gözardı

eden; ama din dâhil bütün normları vaz etmek hakkının yalnızca Devlet'in (ya da

kendisinin) hakkı olduğunu dayatan bir zorbadır.


Kurtarıcılık zibidisi: milletin huzur ve refahının yalnızca

kendi ideolojisine uygun olarak klônlanmış tek tip insan üretimiyle mümkün

olduğuna inanan ve bunu gerçekleştirmek için millete her türlü dayatmayı mubah

gören bir dengesizdir.


İrticâ zibidisi: İslâm'a olan düşmanlığını "irticâ" kod adı

ardında sürdürmek isteyen bir 5. kol elemanıdır.


Eğitim zibidisi: 3. sınıf çocuklarına "Anadolu liselerine

öğrenci hazırlıyorum" hezeyânıyla 6. sınıf müfredatı yüklü ders okutarak yılın

öğretmeni seçilmesini ya da başarısız kıldığı öğrencilerin özel ders için

kapısında sıra tutmasını düşleyen bir bozguncudur.


Tıb zibidisi: hastasını bir insan olarak değil de önüne

gelmiş bir deneme tahtası ve altın yumurtlayan tavuk gibi gören, Hipokrat

yeminini unutmuş bir fırsatçıdır.


Medya patronluğu zibidisi: 11 ay porno resim ve yazı

bastıktan, gazetesinde ya da televizyon

kanalında her türlü fuhşiyâtı mubah görüp gösterdikten sonra Ramazan köşesi

yaparak bir ayda müslümanları kafese koyacağına ve tirajını ya da "reyting"ini

doğrultucağına saf saf inanan akıl ve ahlâk fıkarâsı bir

fırsatçıdır.

Köşe yazarlığı zibidisi: kendisini dev

aynasında gören, zibidiliğinin ezikliğini ve acısını hıncına hedef kıldığı

yerleşik düzenden de Devlet erkânından da bürokratlardan da dindarlardan da,

dindar ilim adamlarından da çıkardığına inanan ezik bir anarşist; ya da

başkalarının zibidiliklerine yalakalık eden bir dalkavuktur.


Sendikacılık zibidisi: elinin altındaki sendikanın mâlî

kaynakları sâyesinde kısa sürede müreffeh bir hayata kavuşan, zaman zaman

bürokrasi ve hükûmet ile gizlice anlaşıp sendikayı satan, bazan da bunlara

şantaj yapan ama gönlünde hep bakan olma hayali yatan bir

sülüktür.


Bankacılık zibidisi: sâhibi bulunduğu bankanın fonlarını

hortumlayıp yurt dışına kaçırdıktan sonra yüzsüzce elini kolunu sallıya sallıya

dolaşan bir haramzâdedir.



Babalık zibidisi: gayr-ı meşru işleri

meşru addederek kendisine ve çetesine menfaat sağlayan bir

haramzâdedir.


Sanâyi zibidisi: modası geçmiş,

kalitesiz ve rizikolu ürünleri halka gagalayan, yaptığı yolsuzlukların üstüne

gidilemeyen, derin devlet tarafından korunan asalak bir

haramzâdedir.


Avâmî zibidi: hakkını aramasını bilmeyen

ve başına gelen bütün sıkıntıların hep Devlet'in kusuru olduğunu zanneden,

kendisini ise sütten çıkmış kaşık gibi gören bir enâyidir.


"Sanat(!)" zibidisi: ses, nefes, uslûb,

diksiyon ve edeb yoksunluğunu gustosuz panayır elbiseleriyle unutturabileceğini

sanan bir zavallıdır.


Ekran zibidisi: dedikoduyu sohbet,

sunîliği kibarlık, cıvıklığı lâtife, yılışıklığı samimîyet, fuhşiyâtı sanat,

teşhirciliği çağdaşlık, halkın edebine ve mukaddesâtına saldırmayı ilericilik,

itliği de cesâret zanneden ve öyle göstermek isteyen bir

ibâhacıdır.



"Talkman

ya da talkwoman"

zibidisi

:
varoşlardan gelip de yırtıklığını, şirretliğini, edebsizliğini,

görgüsüzlüğünü ve cehâletini kendisi gibilerini güldürebilmek üzere kullanan ve

bundan dolayı da yaptığı her rezâletin herkes tarafından tasvib edilmesini taleb

eden, bu gerçekleşmeyince de büsbütün şirretleşen ağzı bozuk bir

maskaradır

.


özgürlük zibidisi: özgürlükleri yalnızca kendine yontup

başkalarının özgürlüklerine zincir vurmak isteyen bir

faşisttir.

İnternet zibidisi: "yahoo.com",

"hotmail.com" vb yerlerden edindiği bir elektronik posta adresi

aracılığıyla ve sahte bir ismin arkasına saklanarak birilerine kuduz köpekler

gibi saldırma şehvetini tatmîn eden bir sapıktır.


Münekkidlik zibidisi: lise tahsili bile

olmadığı hâlde, eser sâhibi ilim adamlarına saldırırsa kendisinin ilminin de

itibârının da artacağını vehmeden kendine hayrân bir

dengesizdir.


Apartman zibidisi
: kendisinin Kat

Mülkiyeti Kanunu'na tâbi' olmadığını kabûl ettirmeğe çabalıyan bir

arsızdır.


Bütün zibidiler arasında en meş'umları ilim

zibidileridir. Bunların belirgin ve ayırıcı vasıfları ise sıralamakla

bitmez:


Haiz olduğu ilmin sonuçlarının epistemolojik değerlerini ve

gerçekliklerini inceden inceye sorgulamaksızın, bunları nihaî gerçekler ve birer

îman umdesi gibi kabûl eden nasîbsiz ve temkinsiz bilim adamı: ilim

zibidisi'dir.


İlmi yalnızca pozitif ilimden ibâret sayan dargörüşlü

de: ilim zibidisi'dir.


Haiz olduğu akademik unvânı, vehimlerini ya da

beklentilerini şaşmaz ilmî hakîkatlarmış gibi sunmak üzere baskı unsuru olarak

kullanan da: ilim zibidisi'dir.


Kendisinin öğrenci yetiştirmek ve kitap yazmaktan çok daha

önemli misyonları olduğunu vehmeden tembel bilim adamı da: ilim

zibidisi'dir.


Hocasından ilimce üstün olduğunu vehmeden kibirli şâkirt de:

ilim zibidisi'dir.


Yetiştirmiş olduğu öğrencilerinin ilimde kendisini

aşamıyacaklarını vehme-den kibirli bilim adamı da: ilim

zibidisi'dir.


Yetiştirmiş olduğu öğrencilerinden kendisini ilimde aşamış

olanlarla iftihar etmesini beceremeyen bilim adamı da: ilim

zibidisi'dir.


"Bilmiyorum" demesini beceremeyen, her soruya hazır cevabı varmış izlenimini uyandırmak

isteyen ve bunun için de ayaküstü teoriler çatan "pozcu" da: ilim

zibidisi'dir.


Akademik rütbe elde etmek için başkalarının çalışmalarını

aşırıp kendi çalışması gibi gösteren de: ilim

zibidisi'dir.


İlmini genişletmek hususundaki tembelliğine bahâne arıyan

da: ilim zibidisi'dir.


İlmini siyâsî ve mâlî ihtiraslarına âlet eden de: ilim

zibidisi'dir. (Ne yazık ki böyleleri Türkiye'de nâdirattan

değildir!)


Maddî menfaat, ikbal ve yaranmak uğruna ilminden, ilim

adamlığı haysiyetinden ve vekārından ödün veren de: ilim

zibidisi'dir.


Türkiye'de kendilerini YÖK'ün inzibat emireri addeden

akademisyenler de: ilim zibidisi'dir.


İlmî deontolojiden ve ilim ahlâkından haberi olmayan bilim

adamları ise zibidilerin zibidisi'dir; ve ilh.....




* * *





[1]Bu yazımın ilk versiyonu

İslâm'da Aklın önemi ve Sınırı  başlıklı kitabımın s. 267-270'de

yayınlanmıştı.


Tasarım & Geliştirme | kerataif