Buradasınız

KAPALI TOPLUM SENDROMU

KAPALI TOPLUM SENDROMU
 
Prof.Dr. Ahmed Yüksel Özemre

"Kapalı Toplum" diye: 1) belirli bir amaç için oluşmuş ya da oluşturulmuş, ve 2) kendisinin dışındaki topluluklar ile olan ilişkilerini mümkün olan en düşük düzeyde tutmak isteyen topluluğa denir. Bu nitelikler Kapalı Toplum Sendromu'nu teşkil eder. Bu sendromun farklı vecheleri vardır.

Genellikle, her "Kapalı Toplum" hakîkatı ve herkese şâmil bir adâleti aramakdan ziyâde: 1) kendisini ve gâyesini yücelten, 2) doğru ve isâbetli kararların yalnızca kendisinden sudûr ettiğine inanan ve kezâ doğru ve isâbetli eylemler'in de yalnızca kendisi tarafından icrâ edilmekte olduğunu savunan bir saplantıyla mâlûldür. Her "Kapalı Toplum" zindeliğini kendisinin dışındaki, aşağılayıcı bir anlam yükletilmiş olan, "ötekiler"e benzememekle, yâni farklı bir "kast" olduğunu ihsâs ettirmekle sürdürür.

Bu kabil toplumlar: 1) topluluk mahremiyetinin ve 2) topluluk menfaatlerinin ihlâl edilmemesi için gerekli gördükleri önlemleri, teâmüllere ve hattâ resmî kānûnî mevzûata aykırı olsalar bile, almaktan çekinmeyen topluluklardır. Her "Kapalı Toplum"un iç dinamiğini düzenleyen, yazılı olsun ya da olmasın,  cezâlandırma ve mükâfatlandırmayı da içeren kendine özgü bir hukūku vardır. Bu özel hukūk çoğu kere evrensel hukūk kuralları ve temel insan hakları  ile çelişiktir; ama "Kapalı Toplum" içinde gene de işlerliği ve geçerliliği olan, toplumun ferdlerini belirli bir birlik ve beraberlik içinde tutmaya yönelik fakat körükörüne itaate dayanan ve genellikle aşîretlerde belirgin olan hukūku çağrıştıran bir özel hukūkdur. 

"Kapalı Toplum"un fertleri kendilerine bu toplumun temin ettiği maddî ve/veyâ mânevî imkân ve imtiyâzlardan ötürü, evrensel hukūk kuralları ve temel insan hakları ile de pekālâ çelişebilen bu özel hukūka karşı seslerini yükseltemez, i'tirâz edemezler. Buna yeltenen birisi: 1) en azından, bâzı nâhoş yaptırımlara mâruz kalır; ama genellikle de o "Kapalı Toplum"dan, tıpkı Katoliklik'de olduğu gibi: 2) temyizi ve geri dönüşü olmayan bir biçimde aforoz  ve tard edilebilir; bu gibi kimselere, meselâ italyan Carbonari cemiyetinde olduğu gibi, 3) ölüm cezâsı uygulandığı dahi vâkîdir.

Her "Kapalı Toplum", genellikle: 1) varlığını sürdürdüğü bölgede geçerli olan resmî hukūkun kendisine uygulanmaması için çaba sarfeder; ve hattâ imkânını bulduğunda, tıpkı Gladio diye bilinen italyan "derin devlet" teşkilâtında olduğu gibi, 2) bu resmî hukūk içinde kendisini masun kılacak, ayrıcalıklar kazanmaya ve bu ayrıcalıkları yasal bir mevzuat ile de te'yid ettirmeğe çalışır.

Gladio gibi "derin devlet" teşekküllerinin amacı zâten masuniyet zırhı altında kendilerinin aslā hedef alınmamalarını, sorguya suale mâruz kalmamalarını, devletin hukūkî kontrolüne tâbi' olmamalarını sağlayan bir statü kazanarak fakat resmî hukūka uyuyormuş görüntüsü altında takiyye uygulamak sûretiyle rahat hareket etmektir.

Bu açıdan bakıldığında, "Kapalı Toplum"larda geçerli olan totaliter bir hukūk anlayışıdır. "Kapalı Toplum"ların en çok sakındıkları şeyler ise: 1) ferdlerinde kritik akıl'ın uyanıp gelişmesi, ve 2) eğer buna mâni' olunamaz da ferdlerde kritik akıl uyanacak olursa, bu takdirde de, bu kritik aklın o "Kapalı Toplum"u hedef alıp eleştirmesidir.

Bu gibi durumları önlemek üzere "Kapalı Toplum"larda yoğun bir propaganda ve muhayyel tehlikelere karşı özel bir stratejiyle yürütülen ve zaman zaman da deklâre edilmemiş bir savaşa dönüşen bir psikolojik baskı ve kutuplaştırma harekâtı uygulanır. Üyelerinin kendilerinden kopmaması ve toplumun istikrârının muhâfazası için "Kapalı Toplum"lar, hem kendi içlerinde ve hem de toplumlarının dışında, genellikle:

A. 1) tasvîb edilmeyen, 2) nefret uyandırmaya yönelik, 3) tehlikeli oldukları empoze edilen bir dizi muhayyel "öcüler"  îcad etmek, ve

B. 1) ferdlerinin bu "öcüler"e karşı duyarlılığını sürekli geliştirmek, ve 2) toplumlarının evhâmını sürekli pompalamak ve bunu gerçekleştirmek için de 3) her türlü dezinformasyon ve destabilizasyon çârelerine başvurmak

mecbûriyetindedirler.

Bütün Dünyâ'da:

  1. Başta aile olmak üzere,
  2. Aşîretler,
  3. Dinî topluluklar,
  4. Mezhebler,
  5. Siyâsî  partiler,
  6. Dernekler,
  7. Vakıflar,
  8. Herhangi bir "...izm"in peşinden koşan bağnaz kitleler,
  9. Sportif  ya da sosyal kulübler,
  10. Silâhlı kuvvetler,
  11. Derin devlet,
  12. Masonluk,
  13. Türkiye'de Sabataycılık, ve hattâ
  14. Avrupa Birliği bile

yukarıda verilen tanımlara ve kıstaslara az ya da çok uyan ve Kapalı Toplum Sendromu'nu çeşitli yönleriyle yansıtan, ve bu sendromu nasıl izhâr etmekte ve gerçekleştirmekte oldukları da bu çerçeve içinde bilimsel olarak tahlîl edilmesi gereken ilgi çekici Kapalı Toplum örnekleridir.

 

* * *

Tasarım & Geliştirme | kerataif